Klinik deneyimimizi yüksek teknoloji ile birleştiriyoruz...

Girişimsel radyoloji, radyoloji görüntüleme yöntemleri eşliğinde birçok hastalığın teşhis ve tedavisinin yapıldığı bir bilim dalıdır. Radyolojide, rutinde kullandığımız bilgisayarlı tomografi, emar, ultrasonografi gibi cihazları yardımıyla birçok hastalıkların teşhis edilmesinin yanı sıra bu görüntülerin yardımıyla o hastalıklara ulaşılarak tedavi uygulanabiliyor. Yine anjiyografi cihazları eşliğinde de birçok damarsal hastalığın da tedavisi girişimsel radyoloji bilim dalı çerçevesinde yapılabilmektedir.

Girişimsel radyoloji, damar sertliğinin oluşturduğu damar tıkanıklıkları ve onların ortaya çıkartığı hastalıkların, tedavisinde kullanılır. Bunun yanında, onkolojik hastalıkların tedavisinde, özellikle karaciğe kanseri, böbrek kanseri, pankreas kanseri ve akciğer kanseri gibi hastalıkların tedavisinde kullanılır. Bacak varislerinin tedavisinde, ana atar damarımız olan aort'un genişlemesi yani analizmasının tedavisinde de etkin olarak kullanılmaktadır.

Girişimsel radyoloji, cerrahi bir tedavi yöntemi değildir. Yüksek teknolojinin ve ileri teknolojinin kullanıldığı, kesesiz ve ameliyatsız yapılan bir tedavi yöntemidir. Yüksek teknolojinin olduğu, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans, ultrasonografi ve anjiyografi gibi özel cihazlara ihtiyaç vardır. Bunun yanında çok özel üretilmiş, tıbbi malzemeler ve onların arkasından gelen yan malzemeler ile birlikte yapılan bir tedavi yöntemidir. Tıp, buraya doğru gidiyor.

Yeni teknolojik tedavilere doğru gidiyor ve hastalara en az acı verecek ve onun konforunu en az bozacak şekilde yapılan tedavi yöntemlerinden bahsetmek istiyorum.

Yapılan tedavi yöntemlerinin süresi, normal, cerrahi işlemlerin süresine göre oldukça kısadır. Bu da komplikasyonların, sonradan çıkabilecek dezavantajların daha az olmasını sağlar. Genellikle, genel anestezi gerektirmez. En uzun işlem 2 saati geçmemektedir.

Girişimsel radyoloji, bir hastanedeki tüm bölümlerle ilgilidir. Özellikle cerrahi branşlar, dahili branşlar, kadın doğum ve çocuk gibi. En çok ilgilendiği dal ise başta kanser olmak üzere onkolojik ve kalp, damar hastalıklardır. Bize gelmeden önce büyük bir hazırlığa gerek yok. Bizim tedavi ve işlemlerimiz, gayet minimal ve hastaya az zarar verdiği için bize gelirken, büyük bir hazırlık yapmalarına gerek yok. Herhangi bir girişimsel radyolojik tedaviye karar vermiş isek, gece 12'den sonra yemek yememeleri, sabah aç karna gelmeleri ve yanlarında var ise kullandıkları ilaçları getirmeleri yeterlidir.

Diğer tedavilerin oluşturduğu komplikasyonların ve oluşturduğu dezavantajların da tedavisinde girişimsel tedavi yöntemleri kullanılıyor. Girişimsel radyoloji uygulamalarını radyoloji uzmanı olmuş ve radyoloji üzerine özel bir eğitim almış Girişimsel Radyolog'lar yapar. Hem cerrahiyi, hem de ahli branşları, hem de anatomiyi çok iyi bilmek zorundadır. Tıptaki yeni teknolojileri, yeni bilgileri, zamanında ve eksiksiz takip edebilmektedir. 

Ultrason eşliğinde iğne biyopsisi nedir? Hangi durumlarda yapılır?

Ultrason eşliğinde iğne biyopsisi işlemi girişimsel radyoloji yöntemidir. Hastanın vücudunun herhangi bir yerinde oluşan kitlenin yapısını konforlu bir şekilde incelemek için uygulanmaktadır. Hastayı gereksiz ameliyatlardan kurtaran bu yöntem; meme, karaciğer, pankreas, böbrekler, akciğer, tiroid dokusundan ultrason eşliğinde iğne biyopsisi işlemi gerçekleştirilebilmektedir. Biyopsinin temel prensibi ultrason görüntüsünün ekrana yansıtılması sonucunda biyopsi işlemini kontrol etmeye dayanmaktadır.

Meme iğne biyopsisinin herhangi bir zararı var mıdır?

Meme iğne biyopsisi memede saptanan kitlenin tanısına yönelik uygulanan incelemelerdir. Bu işlemdeki amaç kitleden parça alınarak patolojiye gönderilmesidir. Birçok kişi biyopsi sırasında kitlenin meme dokusunda yayılmasından korkmaktadır. Yapılan çalışmalarda tümör hücrelerinin meme dokusuna yapıldığına dair herhangi bir sonuçla karşılaşılmamıştır. Biyopsi işleminde kanama olmasından da korkulmaktadır. Biyopsi işlemi sırasında kanama oluşma riski oldukça düşüktür. Bu nedenle biyopsiden 1 hafta öncesinde kan sulandırıcı ilaç ya da aspirin kullanılmaması önerilmektedir.

Meme iğne biyopsisi hangi durumlarda yapılır?

Elle muayene sonucunda ya da mamografi incelemesi sonucunda memede kitle saptandığı zaman kitlenin yapısı hakkında değerlendirme yapmak gerekmektedir. Bu değerlendirme ise günümüzde iğne biyopsisi uygulanmaktadır. Daha önceki yıllarda saptanan kitle cerrahi yöntemler ile alınmaktaydı ve konforlu bir işlem değildi. Meme iğne biyopsisi kitlenin iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğunun değerlendirilmesindeki son adımdır.